Astım
Astım,bronş adı verilen akciğerdeki havayollarının kronik (müzmin) ve mikrobik olmayan iltihabı olarak tanımlanabilir. Dünyada yaklaşık 300 milyon astım hastası bulunmaktadır ve bu sayının 2025 yılında 400 milyona ulaşması beklenmektedir. Ülkemizde ise astım sıklığı erişkinlerde %2-11, çocuklarda %8-18 olarak saptanmıştır.
Astım gelişiminde irsî ve çevresel faktörler rol oynar. Hastaların şikayetleri tetikleyici (örneğin, sigara dumanı, hava kirliliği, soğuk hava, egzersiz, enfeksiyon) ve duyarlı oldukları allerjenlerle (örneğin, ev tozu akarları, hayvan tüyleri, polenler, küf mantarları, hamam böceği, besinler) maruziyet ile kötüleşebilir ve bu durum klinikte öksürük, nefes darlığı ve hışıltı gibi şikayetler ile kendini gösterir. Hastalık durumundaki bu kötüleşmeler astım atağı olarak adlandırılır.
Aile hikâyesinde allerji ve allerjik hastalık olan kişiler astım gelişimine daha yatkındır. Çocuklarda astım hastalığı sıklıkla allerji ile yakından ilişkilidir ve allerjik astım olarak adlandırılır. Erişkinlerde ise astımın allerji ile ilişkisi daha azdır.
İş hayatında karşılaşılan duman, gazlar, toz ve diğer zararlı maddelere bağlı astım şikâyetleri gelişiyorsa mesleksel astım düşünülebilir.
Belirtiler
En sık görülen belirtiler nefes darlığı, öksürük, hışıltı, hırıltı, göğüste tıkanma ve baskı hissidir. Astım belirtileri genellikle ataklar halinde ortaya çıkar ve özellikle geceleri hastayı uykudan uyandırması tipiktir. Ataklar arasında hastalarda belirti görülmeyebilir. Astım hastalarında mutlaka nefes darlığı olmak zorunda değildir. Sadece kronik kuru bir öksürükle seyreden astım formları da vardır. Aşağıda sayılan durumlarda astım tanısından şüphelenilmesi ve bir hekime başvurulması gerekir:
- Özellikle geceleri veya sabah erken saatlerde ortaya çıkan, uykudan uyandıran öksürük
- Egzersizle, gülme veya ağlama ile ortaya çıkan öksürük yakınmaları,
- Polen sezonu gibi belirli dönemlerde ve belirli astım tetikleyicileri ile ortaya çıkan öksürük atakları
- Soğuk hava ve viral enfeksiyonlarla tetiklenen öksürük atakları
- Nefes verme sırasında ıslık sesi duyulması
- Göğüste sıkışma hissi
- Çabuk yorulma
Astım tanısında en önemli nokta iyi bir öykü alınmasıdır. Fizik muayenede her zaman bulgu olmayabilir. Öyküde belirtilerin ataklar halinde ve tekrarlayıcı olması, gece veya sabaha karşı artması, egzersiz veya gülme, ağlama ile tetiklenmesi, allerjenlerle temas sonrası ortaya çıkması, viral enfeksiyonlarla tetiklenmesi önemli ipuçlarıdır. İkinci aşamada solunum fonksiyon testleri ile hastanın değerlendirilmesi ve havayolu aşırı duyarlılığının ortaya konmasıdır. Bu testler yeterince uyum sağlayamadıkları için 5 yaşından küçük çocuklara genellikle uygulanmaz. Bu test ile akciğerlerin kapasitesi, fonksiyonel durumu, astım hastasında hastalığın şiddeti ve hastanın klinik durumu hakkında önemli bilgilere ulaşılır. Solunum fonksiyon testi klinikte spirometre adı verilen cihazlarla yapılır.
Deriden yapılan allerji testleri ile varsa astıma neden olan veya tetikleyen allerjik ajan ortaya çıkarılabilir. Deri testleri allerjiyi saptamada öncelikle tercih edilir.